6 Nisan 2016 Çarşamba

Nobel Barış Ödülleri Nasıl Dağıtılıyor?





Özel Röportaj 

Nobel Barış Ödülü geçtiğimiz yıl Suriye krizinin çözümünde de rol üstlenen başında bir Türk'ün Ahmet Üzümcü’nün bulunduğu kimyasal silahların yasaklanması örgütüne verildi. Ödül  Norveç'in başkenti Oslo’da Ahmet Üzümcü’ye takdim edildi. 5n1k’nın yapımcısı olduğum dönemde  Oslo’da Norveç Barış Merkezi’ne gittim, ödüllerin neden Oslo’da verildiğini, adayların nasıl belirlendiğini ve ödülü almak için gereken kriterleri merkezin direktörü ile konuştum. 


Şu anda neredeyiz?

Burası Nobel Barış merkezi. Burada çok çeşitli sergilerle Nobel Barış Ödülünün hikayesini anlatıyoruz. Burası bir müze, bir galeri de diyebilirsiniz. Ama Nobel Entitüsü ve Komitesi başka bir yerde çalışıyor.

Burada pek çok resim ve isim var, nedir bunlar?
Burası bizim duvar kağıdımız. Burada tüm ödül kazanmış kişileri, 125 kişinin hepsini görebilirsiniz. Bu çubuğu kullanarak da aralarında gezebiliriz. Örneğin Shirin Ebadi’yi bulup hakkındaki bilgileri okuyabilirsiniz ve neden Nobel Barış ödülü aldığını öğrenebilirsiniz.

Örneğin bu yıl ödülü OPCW kurumu aldı. Ödülü kazananı kim seçiyor? Barış Merkezi'nin üyeleri kimler?
  Burada Nobel komitesi ile ilgili bilgileri okuyabilirsiniz. Ama biz Nobel Komitesi değiliz. Onlar başka yerdeler. Komite üyeleri Norveç Parlamentosu tarafından seçiliyor. Komite 5 kişiden oluşuyor ve hepsinin siyasi geçmişi birbirinden farklı. Yani Norveç nüfusunun fikrini temsil etmeye çalışıyorlar. Normalde bu pozisyonda 5 ile 7 yıl arasında bulunuyorlar ve belki daha sonra yerlerine başkası geliyor.

Nobel ödülüne bir çok aday başvuruyor. En önemli kriter nedir?
 Komite her yıl Nobel Barış ödülünü alması gereken kişi konusunda bir çok öneri alıyor. Bu yıl 259 kişi önerildi. Sonuç olarak Alfed Nobel’in yani Nobel Ödülünü yaratan kişinin 3 temel kriterine bakıyorlar. Onun listelediği 3 kriter var.

Nedir bu 3 kriter?
 Eğer uluslararası kardeşlik için çalışmışsanız. Silahsızlanma için çalışmışsanız. Ve barış kongreleri organize etmişseniz bu 3 kriteri yerine getiriyorsanız Nobel Ödülüne Layık bulunuyorsunuz. Bu yıl OPCW Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ödülün kriterlerine çok uygundu.

OPCW’nun hangi özellileri bu 3 kritere uydu?
 Tek tek her kriteri yerine getirmeniz gerekli değil. Nobel bunu özel olarak belirtmemiş. Ama bu organizasyon kriterlerden birini yerine getiriyor. Silahsızlanma üzerine çalışıyor.

Peki bize adım adım anlatır mısınız. Her yıl hangi aşamalardan geçiliyor?
 Her yıl Şubat itibarı ile bütün öneriler sunulmuş olmalı. Ve işte orada işin zor kısmı başlıyor. Çünkü bütün önerileri okumaları ve son elemeye kalan 5 ila 20 kişiye karar vermeleri gerekiyor. Alfred Nobel’in kriterlerine uyanlar seçiliyor. Ve en iyiler üzerine raporlar hazırlanıyor, dünya çapında uzmanlara danışılıyor. Sonunda Nobel Barış Ödülü için ya bir kişide, ya en fazla 3 kişide, ya da bir kurumda karar kılıyorlar. Bildiğiniz gibi dün açıklandı. Her yıl olduğu gibi Ekim ayının 2. Cuma gününde açılanıyor. 10 Aralık’da ise kazanan Norveç’e gelip ödülü olan altın madalya, diploma ve parayı alıyor.

Burası Alfred Nobel odası. Burada Alfred Nobel’in ve Barış Ödülünün hikayesini anlatan kitap var.

Alfred Nobel kimdir bize anlatır mısınız?

Alfred Nobel İsveçliydi. Stokholm’lu bir aileden geliyordu ve babası iflas etmişti. Alfred çok küçükken ailesi çok fakirdi. Annesi onu sokakta kibrit satması için gönderiyordu. Sonra aile Rusya’ya taşındı. Alfred’in babası Rus ordusunda çalışmaya başladı, bir kimyagerdi. Alfred çok zeki bir çocuktu çok kolay öğreniyordu. 18 yaşına gelmeden 5 dil konuşuyordu. Ama en sevdiği şey kimya idi. O bir mucitti ve bir icadı vardı. Dinamiti icat etti. Bütün dünya dinamit istiyordu ve böylece çok zengin oldu. Fakat arkadaşı Bertha Von Suttner ona dinamitten başka bir şey yapmasını, savaş için değil barış için bir şey yapmasını söyledi. Yaşlı bir adam olduğunda bu konu üzerine çok düşündü. Ve öldüğünde vasiyetinde ben Nobel Kimya Ödülü, Nobel Fizik Ödülü, Nobel Barış Ödülü, Nobel Tıp Ödülü ve Nobel Edebiyat Ödülü'nünün verilmesini istiyorum dedi. Ve Barış Ödülünün Norveç tarafından verilmesini istiyorum, diğer ödülleri İsveç verebilir dedi. Ama Nobel Barış ödülünün neden Norveç’e verdiğini açıklamadı. Hikayesi böyle.


Röportajı izlemek için: 





Bir Beslenme Dehası: PIERRE DUKAN



Özel Röportaj

Röportaj: ECE ELİBOLOĞLU


Cambridge düşesi Catherine’nin Prens William ile düğününden önce iki beden zayıflamasını sağlayarak tüm dünyada popüler hale gelen Fransız Beslenme Uzmanı Pierre Dukan, yeni  kitabı “Dukan Diyetinde İstediğiniz Kadar Yiyebileceğiniz 100 Besin”in tanıtımı için İstanbul’a geldi.
Dukan Diyetinin yapı taşlarını oluşturan 100 besini ve diyeti zevke dönüştürecek yeni yemek tariflerini takipçileri ile paylaştı. Tartışılan diyetinin tüm ayrıntılarını ise Dipnot Tablet okuyucularına anlattı.

Öncelikle hoş geldiniz. Daha önce İstanbul’a geldiniz mi?
Evet 30 yıl önce kadar.

İstanbul’u nasıl buldunuz? Seviyor musunuz?
Evet İstanbul’u çok seviyorum. Bence 30 yıldan bu yana o kadar çok değişmedi, ama yemekler değişmiş.

Ya yemeklerimizi?
Evet, yemeklerinizi çok seviyorum.

Spor yaptığınızı duymuştum.
Evet yapıyorum.

Ne sıklıkla yürüyorsunuz?
Her gün 25 dakika koşuyorum. 30 yıldır her gün 25 dakika koşuyorum. İhtiyacım var. Çünkü eğer koşamazsam yorgun hissediyorum, tatminsiz hissediyorum.

Gelelim ‘Dukan Diyeti’ne… ‘Dukan Diyeti’ tüm dünyada çok popüler. Türkiye’de de diyetinizi pek çok insan severek uyguluyor. Peki ama Dukan Diyeti nedir?
Eğer kısaca özetlemem gerekirse, 100 çeşit yemeği istediğiniz kadar yemenizdir derim. Ve bu dört aşamadan oluşuyor. İlk iki aşama kilo vermek için. Son iki aşama da yeniden kilo almamak için. Benim diyetimin esası budur. İlk iki aşamadan birincisi “attack” aşaması. Çok kısadır ve 72 çeşit yiyecek, protein, et, balık gibi yiyeceklerden oluşur. Maksimum 5 gün sürer. Bu çok çabuk bir aşama.





Bu hayat boyu süren bir diyet mi?
Kilo verilen ilk iki aşama çok kısa. En fazla iki ya da üç ay. Üçüncü aşama verdiğiniz kiloya göre. Eğer 10 kilo verdiyseniz 100 gün yapmanız gerekiyor. 5 kilo verdiyseniz 200 gün. Son aşamada ise normal herkes gibi yiyorsunuz, ama tabi herkesten çok yemiyorsunuz. Sadece şu 3 kuralı kabul etmeniz gerekiyor. 1. kural haftada bir protein, bu da Perşembe günü.

Neden Perşembe günü?
Çünkü bir gün diyorum ama insanlar hep yarın yarın diye erteliyorlar. O yüzden Perşembe.

Birinci Kuralı anladık, diğerleri neler?
İkinci kural günde 20 dakika yürümek. Bir insan için bu minimal. Asansörü unutmak ve merdivenleri kullanmak. Son olarak da günde üç çorba kaşığı yulaf kepeği yemek! Kilo vermede çok ilginç şekilde etkili. Üç kaşık yulafla, ekmek yapabilirsiniz, muffin yapabilirsiniz, pizza hamuru yapabilirsiniz. Yemesi çok keyifli ve çok doyurucu.

Asansör konusu çok önemli çünkü bir ritüel. Evinize geldiğinizde, zemin kattasınız. Bir tarafta merdivenler var, diğer tarafta asansör. Benim diyetimin son aşamasındaysanız merdivene yönelirsiniz. Eğer asansöre giderseniz diskalifiye olursunuz. Çünkü bu size yardımcı olacak. Her gün merdivenleri kullanmak size yılda iki kilo kaybettirecek. Eğer köpeğiniz varsa, her gün köpeğinizi gezmeye çıkarıyorsanız bu da yılda iki kilo kaybettirecek. İki kilo merdivenlerde, iki kilo da köpeğinizle, eder yılda dört kilo. Yani kendinize yardım edebilirsiniz.

Ben bu üç kural ile ayda kaç kilo verebilirim?
Siz mi? Hayır, siz kilo vermeyin…(gülüyor)
Bunlar kilo vermek için değil verdiğiniz kiloyu korumak için olan kurallar. Normal bir şekilde herkes gibi yaşayabilirsiniz. Kilo verdiğiniz de vücudunuz bunu biliyor. Yani vücudunuzun bir kilo hafızası var. 10 kilo verdiyseniz bunu biliyor ve yeniden almaya çalışıyor. Çünkü vücudunuz yağı hayatta kalması için gerekli olarak görüyor. Vücudumuz bugünkü yaşam tarzımıza göre değil, ormandaki yaşam tarzımıza göre gelişmiş. Ve bu yüzden yağ çok önemli. Vücut yağı kaybedince yeniden kazanmak istiyor. Hangi diyette olursanız olun kilo verdiyseniz, vücudunuz o kiloyu geri almak isteyecek. Eğer geri almak istemiyorsanız kiloları, kontrol altında tutmanız gerekiyor. Stres olmadan, yılmadan kontrol altında tutmak. Bu da işte son iki aşama, Yeniden kilo almama aşaması.

Bu konuda eleştiriler var. Yani çok çabuk geri kilo alındığı ile ilgili. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Eleştiriler olacaktır. Başarılıysanız eleştiri alırsınız. Ne işte olursa olsun, basın yayında, siyasette, her şeyde. Eğer başarılı olursanız eleştirileceksiniz. 

Sanırım üniversitelerdeki kilolu öğrenciler ile ilgili bir şey söylemiştiniz. Üniversite sınavına obezite testi eklenmesini, kilolu olmayanlara ekstra puan verilmesini önermiştiniz. Bu konuda ciddi miydiniz?

Evet cumhurbaşkanına yaptığım bir teklifti. Fransa Cumhurbaşkanına yaptığım bir teklif. Benim diyetimle 17 kilo verdi ve ben çok mutlu oldum. Ben de ona obezite ile mücadele için bir öneride bulundum. Ben öğrencilerin kilo almamalarına yardım edelim dedim. İki yıl boyunca kilo almamalarını sağlamak için.

Sadece sağlık açısından mı?
Evet, sadece sağlık açısından. Zayıf olmaları için değil. Çünkü iki yılda bu öğrencilerin yüzde 16’sı kilolu hale geliyor. Ben diyorum ki onlara, okula ilk başladığınızda kilonuz iyi. Eğer ilk iki yılı bu iyi kilo ile geçirirseniz, kilo da vermeden, bu size bonus olur. Ama bu büyük bir gündem oldu. Şişman mı demek isteniyor, ayrımcılık yapılıyor denildi. Ben de tamam istemiyorsanız yapmayın dedim. Sadece bir öneriydi.

Tekrar Dukan Diyeti’ne dönersek. Bize biraz örnek verir misiniz? Mesela, kahvaltı, öğlen yemeği ve akşam yemeğinde ne yemeliyim?
Sabah krep yiyebilirsiniz, çay veya yeşil çay ile. Yeşil çay daha iyi çünkü kalori yakmanıza yardımcı olur. Yoğurt yiyebilirsiniz. Jambon yiyebilirisiniz. Öğlen yemeğinde somon balığı yiyebilirsiniz. Bir tavuk budu yiyebilirsiniz. Büyük bir marul salatası yiyebilirsiniz. İçinde domates olabilir. Balsamik şirkesi olabilir. Soğan ekleyebilirsiniz. Bolca beyaz peynir koyabilirsiniz içine. Yumurta yiyebilirsiniz. Deniz mahsulleri, karides yiyebilirsiniz. Somon füme yiyebilirsiniz.

Sanırım her şeyi yiyebiliriz?
Evet tabii ki her istediğiniz yemekte özgürsünüz. Ama şeker yok. Şeker olmaz.

Tatlandırırcı olabilir ama onlar da zararlı değil mi?
Bazıları zararlı, bazıları çok iyi. Stevia çok doğal. Stevia bitkilerden elde ediliyor. Stevia kullanabilirsiniz tatlandırıcı olarak.

Ekmekte de şeker var. Ama siz ekmek yiyebilirsiniz diyorsunuz.
İlk iki aşamada ekmek yiyemezsiniz ama sonrasında yiyebilirsiniz. Ancak bu da tam buğday olmak zorunda. Beyaz ekmek hiç olmayacak.

Bir de yağ konusu var. Siz biraz yağ kullanabilirsiniz diyorsunuz. Oysa bir çok beslenme uzmanı yağı yasaklıyor.
Evet biraz yağ. Ama Türkler yağ yerine zeytin yiyebilir. Biliyorum Türkler kahvaltıda zeytin yemeyi seviyor. Sabahları 6-7 tane zeytin yağ yerine yenilebilir. Kilo sorunumuz ciddi bir sorun. Bu magazinsel bir konu değil. Kilo bir seri katildir. Kilo demek diyabet demek, kalp krizi riski demektir. Çok çok önemli bir sorun. Bu soruna moda ile ilgili bir sorun gibi yaklaşmamalıyız. Ben bir doktor olarak her yıl pek çok insanın fazla kilo yüzünden öldüğünü görüyorum. Obez bir kişi senden, benden 9 yıl daha az yaşayacak. 9 yıl önemli bir zaman. Bir şeyler yapılması şart.

Bu yüzden dünyayı geziyorum. Türkiye’nin ardından, Moskova’ya geçeceğim. Moskova’dan Meksika’ya gideceğim. Meksika’dan ise New York’a. Benim işim şimdi bunu tüm dünyaya bir misyoner gibi yaymak. Dünyada 1.5 milyar fazla kilolu insan var. Mutlaka bir şeyler yapmalıyız.

Hoş görünmek başka bir şey. Ama kilo kalbinize, böbreğinize ve her organınıza zararlı. Diyabet ve fazla kilo kardeştir. Aynı ailenin iki üyesidir. Biz artık buna Diyabetize diyoruz yani yarı diyabet yarı obezite. İkisinin karışımı. Bu yeni bilgi ve biliyoruz ki artık diyabet ve obezite aynı temelden başlıyor: Karbonhidratlar. Ben ve pek çok araştırmacı anladık ki karbonhidratlar bize faydalı değil. Çünkü bunu yemeye programlı değiliz. Şeker yeni bir şey. Beyaz şeker sadece son bir asırdır var. Ondan önce yoktu. Biz çok çok uzun süre şeker olmadan yaşadık. Ama şimdi şeker bizim düşmanımız. Bizi yavaş yavaş ve tatlı tatlı öldürüyor. Herkes şekerli şeyler yemek istiyor ama bu hiç iyi değil. Bunu kontrol etmek zorundayız.




Peki ya tuz?
Tuz olur ama fazlası olmaz. Tuz eğer yüksek tansiyonunuz varsa çok tehlikeli olabilir. Çünkü yüksek tansiyon kalbi ve böbrekleri zehirler. Çok tuz kullanmamalıyız. İnsanlar daha yemeğinin tadına bakmadan tuz koyuyorlar. Refleks olarak tuz koyuyorlar. Tuz ve şeker çok tehlikeli.

Diyetiniz ile ilgili olarak ağrı şikayetleri de geliyor ve bas ağrısı ve bacak ağrısı gibi.
Bacak ağrısı pek olmaz. Belki halsizlik olur. Eğer doğal olarak düşük tansiyonlu bir kimseyseniz, diyete başlayınca ilk günlerinde baş dönmesi ve yorgunluk hissedebilirsiniz. Eğer böyle hissediyorsanız yemeklerinizdeki tuzu birazcık artırabilirsiniz. Bacak konusunu hiç duymadım daha önce.

Diyetinizde ödül olarak diyet kola var. Diyet kola zararlı değil mi?
Eğer hiç içmezseniz tabii ki daha iyi. Ama illa ki içecekseniz diyet daha iyidir. Çünkü normal kola da çok şeker var. Diyet kolada sıfır şeker var. İnsanlar kolayı öyle çok seviyor ki ben de içecekseniz diyet için diyorum. Ben de içiyorum diyet kola. Ben içiyorsam hastalarıma da öneririm.

Siz kurallarınız kendiniz uyguluyor musunuz?
Hepsini değil. Ben şanslıyım ki önerdiğim yiyecekleri gerçekten seviyorum. Somon balığı çok severim. Deniz mahsulleri çok severim, karides çok severim. Yoğurt çok severim. Domates seviyorum. Her gün en çok yediğim şey sebzedir. Benim diyetim proteinden çok sebze diyetidir. Benim diyetim vejeteryanlara da uygun. Yumurta var, yoğurt var. Hayvan ürünü yemek istemeyenler için çok fazla sebze var. Ben bunun altını çizmek işiyorum. Hep Dukan protein diyeti, Dukan protein diyeti diyorlar. Hayır, Dukan sebze ve protein diyetidir. İlk öncelikli sebzedir.

Günde kaç yumurta yemeliyim?
Bir yumurta. Yumurta ve kolesterol ilişkisi uzun bir hikaye. Ama artık biliyoruz ki yumurta kolesterol yapmıyor. Ama insanların kafasında yumurta deyince hep kolesterol var. Ben bir yumurta diyorum çünkü bir yumurtanın hiç zararı yok. Ben örneğin bazen günde iki yumurta yiyorum. Çünkü biliyorum ki tehlikesi yok. Bir yumurta iyidir ve hatta beyazını istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Yani bir yumurtanın sarısı ve istediğiniz kadar yumurta beyazı ile, kocaman bir Amerikan omleti yapabilirsiniz. İçine domates de katabilirsiniz sabahları.

Biz Türkiye’de buna menemen deriz.
Miniman?

Evet “Menemen”...  (gülüyoruz)




Son olarak bize 10 sağlıklı yiyecek söyler misiniz? Yeni kitabınız var 100 sağlıklı yiyecek, ben sadece 10’unu soruyorum.

100 sağlıklı yiyecek kitabını yazdım çünkü bu benim diyetimin temeli. İnsanlar ne yiyeceklerini bilmeliler çünkü bazen hep aynı şeyi yiyorlar. 100 yiyecek ve her yiyeceğe iki sayfa. İlk sayfa yiyeceğin besin değeri, ikinci sayfa bu yiyecekle yapılabilecek tarifler. Şunun altını çizmek isterim benim metodum sadece bir diyetten ibaret değil. İnternet sitemiz var, buradan destek veriyoruz. Gıda ürünlerimiz var. Bu çok önemli, çünkü çok işe yarıyor. Hep yani şeyleri yemek iyi değil. Monoton bir durum. Değişikliğe ve zevk almaya da ihtiyacınız var. Bizim yulaftan yaptığımız bisküvimiz, şekersizdir. Özel çikolatamız var. Çikolatanın yüzde 40 yağ, yüzde 40 şeker,  yüzde 10’u protein ve geri kalanı da antidepresandır, stimule edicidir, magnezyum huzur verir, serotonin de mutluluk verir. İnsanlar çikolata yediklerinde bunu arıyorlar. Yağ veya şekeri değil, bu mutlu edici maddeleri. Biz de ne yaptık? Kakaoyu şekersiz ve yağsız olarak veriyoruz. Bir toz halinde ve bunu istediğiniz her şeye, yoğurda, süte ekleyebiliyorsunuz.

Türklere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Öncelikle sosyal medyadan aldığım mesajlar için teşekkür ederim. Facebook hesabımdaki önce sonra fotoğrafları var, tarifler paylaşıyorlar. Mutlu olduklarını görüyorum. Onları mutlu görmek beni mutlu ediyor. Benim hayatım bu.